9 Ağustos 2015 Pazar
9. Gün - OHRİD
Ohrid
''Tanrı cenneti yaratırken bir damlasını da Ohrid'e düşürmüş''
sözünü fazlasıyla hak ediyor.
Sabah ilk
olarak Sveti Naum'a gidiyoruz. Ohrid'den 25km uzaklıkta bir kilise.
Kiliseye gelmeden de National Park Galicica var. Suyun berraklığı,
havasının güzelliği tek kelime ile müthiş. Burada muhakkak
tekne turu yapıp, suyun kaynağını görmelisiniz. Ayrıca yüzmek
isteyenler için plaj da mevcut.
Sveti Naum'a
gelmeden önce de Bay of the Bones müzesi
mevcut. Su üzerine kurulmuş, içlerinde antik eşyların
sergilendiği evler mevcut. Eğer Sveti Naum'a tekne ile giderseniz
müze için yarım saat mola veriyor. Taksi ile gidecekseniz de
anlaşma yapın, yarım saat beklesin sizi.
Sveti
Naum'dan sonra tekrar Ohrid'e geri dönüyoruz. İsterseniz yarım
saatte bir otobüs var. İsterseniz de toplaşıp taksi ile gidin 10€
istiyorlar.
Ohrid'de ilk
olarak yemek için Türk Çarşı'sına gidiyoruz. Ufak bir lokantaya
oturup Şhar Köftesi sipariş ediyoruz. Kaşarlı köfte ama hem
etin üstüne hem de içine bol miktarda kaşar doldurmuşlar. Biz
afiyetle yedik, sizin de denemenizi tavsiye ederim.
Yemekten sonra
da gezimizi kiliseler ve camilerle devam ettiriyoruz. Şehirde bir
tane de tekke var yalnız çoğu zaman kapalı oluyormuş.
Merkezdeki
gezimizi tamamladıktan sonra kaleye doğru yol alıyoruz. Yolda
karşımızı el yapımı kağıt yapan bir dükkan çıkıyor.
Dükkanı işleten baba kız. Onlara da dede mirasıymış. Eğer
isterseniz kağıdın nasıl yapıldığını da anlatıp
gösteriyorlar. Yalnız fiyatlar çok pahalı ufacık bloknot için
15€ istiyor hiç indirim de yapmıyorlar :)
Ufak bir
hatıra aldıktan sonra tekrar kaleye doğru çıkıyoruz. Kaleye
çıktığımızda kapanmış olduğunu gördük. Siz saat 19.00'dan
sonra gitmeyin :)
Kaleden elimiz
boş dönerek tekrar merkeze dönüyoruz. Çarşıda TradicionalnaEko Etno Kuka diye bir dükkan var. Çarşıya ilk girişte solda
kalıyor. Çok tatlı bir teyze karşılıyor bizi. Bal falan
yediyor, aynı babannem gibi :) Karşılığında da bir şey
satmakla uğraşmıyor. Faydalı bu yiyin diyor. Sonrasında yerel
kostümleri giyip bizle fotoğraf çektiriyor. Öğrenci olduğumuzu
duyunca baya bir indirim yapıyor, haberiniz olsun :) Çıkmadan önce
kendisine biz de bir şeyler ikram ediyoruz. Altında kalmayıp hemen
bize ufak bir şişe pekmez hediye ediyor :) Oradan mutlu bir şekilde
ayrılıp terminale geçiyoruz.
Üsküp'e
geçmek için Birkaç firma mevcut. Delfina Turs'un sahibi ise türk.
Kendisinden 450MKD'ye biletlerimizi alıyoruz.(Bileti oradan alıp
bavullarınızı beleşe emanete bırakabilirsiniz) Saat 20.30 olup
otobüs saati geldiğinde gözlerimize inanamıyoruz. Balkanlarda
mercedes otobüs ve wifisi var :) 9 gün sonra keyifli ve rahat bir
yolculuk ile Üsküp'e varıyoruz.
Ertesi sabah da
İstanbul'a inip gezimizi bitiriyoruz..
8. Gün - TİRAN & STRUGA & OHRİD
Budva'dan
Tiran'a direk ulaşım olmadığı için tur acentası ile geçtik.
Fiyatları 25 ila 35 € arası değişiyor. Sabah 8.45'te bizi alan
servimiz saat 13.00'da Tiran'daki saat kulesinin önünde bıraktı.
Tiran'da çok gezilecek bir yer yok. Şehirde köy havası hakim.
Birkaç cami, bir meydan, bir saat kulesi bir de kale.
Biz Tiran'ı,
Struga'ya en hızlı şekilde geçmek için kulladık. Saat 16.00'a
kadar olan vaktimizde etrafı turladık.
Yemek için
tercihimizi ise merkezde adı Ulcinj (isminden tam emin değilim,
Ethem Bey Camisine yakın) olan lokantadan yana kullandık. Buraya
giderseniz et veya tavuk ürünlerinden ziyade pirinç pilavı yiyin.
Rengi sarımtraktı ama tadı harikaydı.
Tiran'dan
Struga'ya veya Üsküp'e geçme olayına gelirsek, buralara giden tur
şirketleri var. Biz Durmo Tours'u tercih ettik. Her gün 16.00'da
Tiran International Hotel'in yanından hareket ediyor. Ethem Bey
Camisini arkanıza aldığınızda bu oteli göreceksiniz. Binanın
sol tarafında, karşı duraktan kalkıyor. Albanian University UFO
yazan binanın oradan. Detaylı anlatmamın sebebi adamlarla anlaşmak
çok zor, ingilizce bilmiyorlar. Bize arnavut birisi yardım etti
orada beklememizi ve üzerinde durmo tours yazan otobüse binmemizi
söyledi. Bilet, rezervasyon da hak getire.
Saat 15.45'e
geldiğinde otobüs geldi. Bileti arabanın içinde alıyormuşuz.
Köşede bir büfe vardı, bilet buradan satılıyor 20€ demişti.
Tabii ki de almadık, siz de almayın. Araçta Struga için 10€
para ödedik.
Otobüs
normalde Struga'ya 20.00 gibi varıyormuş. Biz de biraz Struga'yı
gezip sonra Ohrid'e geçeriz diye düşünmüştük. Yalnız gümrükte
tekrar uyuşturucu problemine takıldık. Bu sefer daha büyük bir
şey olmalı ki fazladan 2.5 saat bekledik! Tek tek çantalar arandı,
sorgular yapıldı vs.. Bizi ne hikmetse aramadılar. Otobüsümüze
geçtik, bekledik. Siz siz olun balkanlarda milimetrik program
çıkarmayın, yoksa işleriniz aksayabilir.
Saat 22.30
olduğunda bizi Struga'da bir kavşakta bıraktılar. Buradan taksi
ile ulaşımımızı sağladık. 8 km mesafe var Ohrid ile. Taksici
10€'ya bizi eve kadar bıraktı.
Eve geçince
direk yataklara geçtik. Bir günde 3 ülke, 11 saat yolculuk insanı
fena yoruyormuş, onu anladık :)
7. Gün - BUDVA & KOTOR
Sabah
kalktıktan sonra ilk iş terminale gittik. Kotor'a 45 dakikada bir
araba var. Fiyatı 3€, kimi otobüste ise 3.5€ oluyor. Yolculuk
da yarım saat kırk dakika sürüyor. Vaktiniz varsa otostop
çekebilirsiniz. Tek gidiş tek geliş. Zaten Budva'dan H.Novi'ye,
Hırvatistan'a giden araçlar aynı güzergahı kullanıyor. Muhakkak
duran olur.
Kotor'da
terminal ile merkez arası 3 dakika yürüme mesafesi. Kotor'da
gezilecek yerler Budva'dan daha fazla. Kiliseler, Palaslar, Saat
Kulesi, Old City vs.
Tabii Kotor'un
en dikkat çekici yapıtı Kalesi. Fortress
tabelasını takip edince nereden çıkacağınızı gösteriyor.
Giriş ücreti 3€. Kaleye çıkmadan muhakkak su alın. En az 1.5 lt
olsun anca keser. Yukarıda 0.5 lt suyu 1.5€'ya satıyorlar.
Çıkmadan önce güneş kremi sürmeniz yararınıza olacaktır.
Ayakkabı tercihinizi de tabanı kaymayandan yana kullanın. Yoksa
kaleden aşağıya inerken zorlanabilir, hatta kayıp bir yerinizi
incitebilirsiniz.
Zirveye
çıkıp inmek yaklaşık 2 saati alıyor. Tabii fotoğraf çekmeye,
dinlenmeye ayırdığınız zamana göre artabilir. Yolun ortasında
bir kilise var. Oraya vardığınızda yolu yarılamış olacaksınız.
Ne olursa olsun yolu tamamlayın, zirveye ulaşın. Zirvede
çekileceğiniz fotoğraflar, yorgunluğunuzu unutturacak cinsten
olacak.
(Fotoğraflarda
güneşin konumu önemli öğlen saatlerinde çıkmamayı tercih
edin)
KALENİN ZİRVESİ |
Kaleden
indikten sonra sizi karşılayan çeşme, tüm hararetinizi alacak.
Çeşmeden gelen buz gibi suyla ister duş alın ister kafanızı
yıkayın. Ayrıca su temizmiş. Kana kana içebilirsiniz.
Kaleden
indikten sonra Old City'i de gezip tekrar Budva'ya dönüyoruz.
Kaleye çıkmanın yorgunluğunu üzerimizden atmak için hemen plaja
koşuyoruz. Hava kararınca da tekrar evimize dönüp, Budva –
Kotor maceramızı tamamlıyoruz.
6 Ağustos 2015 Perşembe
6. Gün - BUDVA
--ULAŞIM--
Herceg
Novi - Budva - Bar'a ulaşım Mostar'dan çok basit. Bilinenin aksine
buralara gitmek için Trebinje'ye geçip oradan otobüse binmenize
gerek yok. Yaz sezonu bitinceye kadar 16.00'da ve 22.00'da buralara
sefer mevcut. Hırvatistan'a da uğramıyor. Mostar – Budva
yaklaşık 20€ idi. Mesafe de yolda bir aksilik olmazda 6 saat
sürüyor. H.Novi'ye geçecekler için belirtmek gerekirse de Mostar
– H.Novi 4saat.
Mostar'dan
geçen bu otobüslerin kalkış noktası Saraybosna. Muhtemelen
oradan 13.00 ve 19.00 civarı yola çıkıyordur. Yine Saraybosna'dan
çıkacaksanız söylersiniz '' turkish, no visa, no crotia'' diye.
Başka bir otobüse binip de arkamdan küfretmeyin :)
Kotor'a
gidecek olanların ise bileti alırken sormalarında fayda var. Bizim
bindiğimiz gece otobüsü Kotor'a uğramadı. H.Novi'den sonra
feribota binip direk Budva tarafına geçti. Belki de yol üstünde
bir yere bırakıp geçmiştir.
Budva'ya
Belgrad'dan da otobüs mevcut. Saatlerini sormaya fırsatımız
olmadı. Otobüs terminaline gidip öğrenebilirsiniz.
Uçak
ile Karadağ'a geldiyseniz Podgorica'dan otobüsler mevcut. En
sıkıntısız yol bu oluyordur tahminimce.
Makedonya'dan
gelecek iseniz rotanızı değiştirmeye çalışın :) yaklaşık 11
saat sürüyormuş. Güzergahını sormuştum Kosova'dan da geçer
dedi. Giriş çıkışları sayarsak 4 tane pasaport kontrolü
olacak. Bir uyuşturu vakası oldu mu yandınız. Bizim başımıza
geldi 2 saat fazladan bekledik. Bunca şeye rağmen illa Üsküp'ten
gideceğiz derseniz günde 1 veya 2 güne 1 otobüs olması lazım.
Budva'dan günde 1 tane var onu biliyorum.
Tiran'dan
gelmek isteyenler için direk otobüs veya tren yok. Isteyenler direk
transfer ile geçebilir.
(http://montenegrohostel.com/index.php/en/direct-transfer-tour-budva-tirana-albania)
internet sitesini bulabildiğim bu var ama siz Tiran'da başka tur
şirketleri de bulabilirsiniz eminim fiyatları daha uygun olacaktır.
Bu şirketler de genelde International Tirana Hotel'in çevresinde
kümelenmiş. Otelde zaten merkezde.
Ikinci
yoldan ise bir arkadaş bahsetmişti. Kendim araştırmadım veya
sormadım. Budva'dan Ulcinj'e oradan da Tiran'a geçmiş. Bu
otobüslerin de saatleri kısıtlı dedi. Karar sizin.
Budva'ya
ulaşım hep sorun olarak görüldüğü için buna fazla yer
ayırdım.
--ULAŞIM--
Saat
22.00'da Mostar'dan hareket eden otobüsümüz sabah 04.00 civarı
Budva'ya vardı. Yaklaşık bir saat otogarda yattıktan sonra eve
geçmek için dışarıya çıktık. Otogardan çıkar çıkmaz yaşlı
teyzeler ''Sobe, Sobe'' demeye başladı. Aklım bir an çocukluk
oyunlarımıza gitti :) Sobe, ev demek. Size tüm evi veya bir odayı
kiralayabiliyorlar. Önceden hostel rezervasyonunuz yoksa dert
etmeyin Budva'da dışarıda kalmazsınız.
Sabah
eve eşyaları bırakıp Mogren Beach'e gittik. Mogren'e ulaşmak
için Old Town'ın dışındaki patika yoldan sağlanıyor. Patika
yola girdiğinizde sol tarafta Dans Eden Kız Heykeli göreceksiniz.
Şehrin simgesiymiş. Old Town arkadınızdayken fotoğraf çekilmeyi
unutmayın. Mogren'in suyuna gelecek olursak gayet berraktı fakat
kıyı tarafları soğuk. Açıldıkta su ılıyor. Plajın iki
tarafında şezlonglar var. Orta tarafta ise havlu atabileceğiniz
ücretsiz yer var. Biz havlumuzu atıp öğlene kadar orada takıldık.
Yiyecek
içecek için Roda Market var, surların dışında. Fiyatları diğer
yerlere göre uygun. Yaz sezonunda 24 saat açık.
DANS EDEN KIZ HEYKELİ |
Markete
giden yolda bir çok restaurant var. Yemek fiyatları çok uygun
değildi. Bizim bütçemiz de çok olmadığı için Budva'da yemeği
marketlerden aldıklarımızla hallettik. Zaten Budva genel olarak
pahalı bir şehir.
Öğleden
sonra ise Sveti Nikola Adası'na gittik. Yerliler Hawai olarak
nitelendiriyor. Dilerseniz kişi başı 3€'ya boat ile
götürüyorlar. Sayınız fazla ise sahilde bulunan taxi boatları
kullanabilirsiniz. Fiyatları gidiş-dönüş 10€ ile 15€ arası
değişiyor. Siz bir saat söylüyorsunuz, o saatte sizi bıraktığı
yerden alıyorlar.
SVETİ NİKOLA'DAN BİR GÖRÜNÜM |
Biz
taxi boat kiraladık. Dönüş için saat 8.30'da karar kıldık.
Yalnız adada hayat 19.30'dan sonra bitiyormuş. Açık kafe bile
kalmıyor. Herkes şehre geri dönüyor. Adanın denizi taşlık ve
Mogren'e göre suyu bulanık. Adayı sadece görmek için
gelebilirsiniz, Old Town'a karşı fotoğraf çekilebilirsiniz ama
yüzmek için gelmeyin.
Hawai'den
dönüşte dışarıda bir kaç mekanda takıldıktan sonra tekrar
evimize geri döndük.
Bu
arada Budva'nın en ünlü gece mekanı ise Top Hill. Deniz
seviyesinden de baya yüksekte. Adriyatik Deniz manzaralı bu kulübe
taksiyle gidebilrsiniz.
Budva
su sporları açısından da çok zengin. Bütçeniz varsa bunlara da
vakit ayırabilirsiniz. Biz sadece fiyatlara baktık, geçtik :)
Budva'da
gezilecek yer ise çok yok. Citadel, bir kaç kilise ve Old Town.
Not:
2 farklı taksi türü var. Birisi 1km=1€ , diğeri 1km=0.5€ .
Ayrıca gündüz gece tarifesi de var, haberiniz olsun.
5. Gün - SARAYBOSNA & MOSTAR
Sabah
uyandıktan sonra ilk olarak kahvaltımızı yapıyoruz. Kahvaltıdan
sonra hediyelik eşya için Osmanlı Mutfağından, İlhan Abi'nin
tavsiyesi üzerine Rubin Elegance'ye gidiyoruz. Hemen meydanda
Semerkand'ın sağ çaprazında kalıyor. Bizi İlhan gönderdi
dediğimiz zaman ''oo ilhan güzel adam, güzel adam'' diyor ve
indirimli fiyatları söylemeye başlıyor. Yalnız dükkanda bazen
başka bir kadın oluyor o varken gitmeyin indirim yapmayabilir :)
Alışverişimizi
tamamladıktan sonra Mostar'a gitmek için otobüs terminaline
geçiyoruz. Başçarşıdan 6KM tutuyor.
Eğer
havaalanına geçecekseniz fazla para vermeyin taksilere, 15KM'ye
anlaşın. Ben bundan önceki gelişimde tramvay ile gitmiştim. 3
numaraya binip havaalanına yakın bir durakta inip 7-8 dk
yürümüştüm. Şu an durağın adını tam hatırlayamıyorum o
yüzden tramvay ile geçmek isterseniz bir bilene sormakta fayda var.
Terminale
vardığımızda biletlerimizi alıyoruz. Fiyatı 16KM. Yolculuk ise
yaklaşık 2.5 saat sürüyor. Akşama kadar yaklaşık 45 dakikada
bir otobüs bulma şansınız var.
Yolda
mola verdiğimiz yer Zdrava Voda. Çok hoş bir mekan. Ağaçlık bir
alan içinde ve her ne kadar tam görülmese de nehir kenarında.
Etleri pişirdikleri yerin dekorasyonu ise ilginçti. Etler çok
lezzetli gözüküyordu. Şöför hareket eder, yemek yarım kalır
düşüncesi ile oturmadık. Sonradan pişman olduk tabii. Şöför
yemeğini bitirdikten sonra yola koyulabildik.
ZDRAVA VODA |
MOSTAR
Terminale indiğimizde ilk olarak eşyalarımızı
emanete bırakıyoruz. Mostar bizim için kalmalık değil akşama
kadar gezip sonra otobüsle Budva'ya gitmelik bir yerdi.
Mostar'da
terminal 8 gibi kapanıyor. O saatten sonra bilet satışı yok.
Emanete verdiğiniz çantaları ise, bilet satın aldığınız yerin
sağında bir büro var -görevli yatıyordu biz gittiğimizde- o
bürodaki adam aracılığıyla alabiliyorsunuz. Yalnız teslim
fişlerini kaybetmeyin, ingilizce bilmiyor sıkıntı
yaşayabilirsiniz.
Otobüs
Terminalinden köprü ise yürüme mesafesi ile 10-15 dakika
uzaklıkta. Taksiye binmeniz daha mantıklı. 2KM tutuyor. Mostar'da
açılış ücreti yok. İndi bindi tarzı, 2KM veriyorsunuz ücret
2KM olasıya kadar artmıyor. Sonrası 1kilometre_1KM
Köprüye
varınca kendinizi tekrar Türkiye'de hissedeceksiniz. Çoğu turist
Türk. Esnafların bir çoğu da Türkçe biliyor.
Eğer
köprüde biraz beklerseniz para karşılığı suya atlayan
insanlara şahit olacaksınız. Siz para vermeyin muhakkak veren biri
çıkar, beleşe izleyin :)
Köprünün
bir ucunda bir kule var. Giriş ücreti 3KM. Biz öğrenci, türk dedik
para vermeden çıktık. Para verip de çıkmayın zaten manzarası
yok.
Köprüye
karşı en güzel pozlar, köprüyü tam karşıdan gören camiden
veriliyor. Avlusundan da güzel pozlar çıkabileceği gibi caminin
minaresine de çıkılabiliyor.
Köprü
ve çevresini gezdikten sonraki durağımız ise Blagaj Tekija.
Alperenler Tekkesi olarak da anılıyor. 600 yıllık bir geçmişi
olduğundan bahsediliyor. Tekke kayalık alan oyularak yapılmış,
yanında da nehir. Günün yorgunluğun, şehrin stresinin
atılabileceği bir yer. Gelmişken o buz gibi suya ayaklarınızı
sokmadan geri dönmeyin.
Tekkeden
gözüken mağaraya gitmek için karşıya geçmeniz gerekecek.
Tekkeye giriş biletlerinin olduğu yerdeki köprü ile karşı
tarafa geçip lokantanın içinden merdivenleri çıkıp yolu takip
edin. Zaten ''Vrelo'' yazan yeşil bir tabela göreceksiniz. Bot ile
mağaranın içine götürüyorlar. Biz gittiğimizde görevli
olmadığı için içeride ne olduğunu ve kaç para olduğunu
bilemiyorum.
BLAGAJ TEKİJA |
Tekkeyi
ve çevreyi gezdikten sonra taksi çağırıp tekrar geri dönüyoruz.
Ücret 16KM tutuyor.
Akşam
yemeği için tercihimizi Türk Konsolosluğu'nun yanında bulunan
Urban Lokantası'ndan yana kullanıyoruz. Yemek için terasa
geçiyoruz. Teras için bizi alt kata yönlendirdiklerinde biraz
şüpheleniyoruz ama karşımıza direk Mostar Köprüsü gelince
endişelerimizin yersiz olduğunu anlıyoruz. Lokantanın tavuk
ürünlerini denemedik ama etleri oldukça güzeldi. Arkadaş
hamburger istedi, hamburgeri lavaş içinde getirdiler haberiniz
olsun, orada adet böyleymiş. Bir de hesap yaparken nakite göre
yapın. Böyle bir mekanda kart geçerlidir diye biraz fazla yedik.
Hesabı istediğimizde bize kartın geçerli olmadığını
söylediler. Balkanların en büyük problemi bu bence. Bir çok
lokantada kart geçmiyor.
URBAN'DAN BİR GÖRÜNÜM |
Akşam
yemeğini bitirdikten sonra tekrar terminale geçtik taksi ile.
Sadece 2 KM tutuyor. Yorulmaya değmez.
Saat
22.10'da da gelen Budva otobüsümüze binip Mostar gezimizi
bitiriyoruz.
1 Ağustos 2015 Cumartesi
4. Gün - SARAYBOSNA
Saraybosna,
farklı kültürden insanların bir arada yaşayabilecekleri bir yer
olarak gözümüze çarptı. Çarşıyı, bedestenleri, camileri
gezerken insan tarihi yarım adayı geziyormuş hissine
kapılabiliyor. Başçarşıdan ara sokaklara daldığınızda ise
kendinizi At Pazarı'nda hissediyorsunuz. Hemen ilerideki Ferhadiye
Caddesi ise bizim İstiklal Caddesi'ne benziyor yalnız daha küçüğü.
Bütün bunların en güzel yanı ise hepsinin bir arada kümelenmiş
olması.
Bayram
olduğu için bugün erken kalkıyoruz. Gazi Hüsrev Bey Camisi'nde
namazımızı kılmaya karar veriyoruz. Burada dikkatimizi çeken şey
ise bazı vatandaşların namazını ayakta kılması. Vardır bir
bildikleri deyip sabahın tatlı esintisi ile beraber namazı kılıp
camiden ayrılıyoruz. Caminin cadde tarafına bakan duvarının
köşesinde bir çeşme var. İki musluklu olan çeşmenin sağından
içersek Bosnalı biriyle evleniyormuşuz. Solundan içersek Bosna'da
kalıyormuşuz. İlk olarak sağ musluktan suyumuzu içtikten sonra
garanti olsun diye sol musluktakinden de içiyoruz. Benim ikinci
gelişim bu şehre. İkisinde de sağlı sollu içtim :) İleride bir
gelişme olursa yazıyı editlerim :)
Kahvaltıyı
yapmak için meydana geçiyoruz. Buregdzinica Sac ve Buregdzinica
Bosna var. İkisi de harika. Bir gün birisinde bir gün de diğerinde
yapabilirsiniz kahvaltınızı.
Kahvaltıdan
sonra Aliye İzzet Begoviç'in kabrine geçiyoruz. Kabrin sağından
tepeye doğru bir yol ilerliyor. Oradan ufak bir tepeye varıyorsunuz.
Tepede bir tek işletme var. Bir şeyler içerken şehri de
gözlemleyebilirsiniz.
ŞEHİTLİK ve ALİYE İZZET BEGOVİÇ KABRİSTANI |
TEPEDEN GÖRÜNÜM |
Öğlenki
rotamız Vrelo Bosne oldu. Buraya gitmek için de iki alternatif
mevcut. İlki taksi, 20-25 KM (1€ yaklaşık 2KM) istiyor
taksiciler daha fazlasını vermeyin. Ikinci alternatifte ise 3 nolu
tramvayı kullanmanız gerekecek. Meydandan Ilıca yönüne giden
tramvaya binip son durağında ( Ilidza) inip, taksi ile
geçebilirsiniz. Taksi ücreti 6KM tutuyor. Ilıca'da inip
yürüyedebilirsiniz. 15-20 dakikanızı alır. Yalnız ne yapıp
edin bu doğa harikası yeri görün.
VRELO BOSNE |
Nasıl
gidebiliriz diye Vrelo Bosne'nin girişindeki arkadaş ile konuştuk.
Babası oradaymış. 35KM'ye bizi oradan Tünel'e götürdü ve biz
Tünel'den çıkıncaya dek bekledi. Tünel'den çıktığımızda da
hostele kadar bizi bıraktı. Tünel'e gitmek isteyenler çıkışta
bir taksi ile anlaşıp bizimki gibi bir yolculuk yapabilirler.
UMUT TÜNELİ |
Merkeze
tekrar geldikten sonra şehir turu yapıyoruz. Bir çok cami, kilise,
müze var. Hepsi bir arada olduğu için gezmesi kolay oluyor. Yine
gezilecek yerler hakkında bilgiyi Tripadvisor'dan alabileceğiniz
gibi Tourist Information'dan alabilirsiniz. Hem çok yardım severler
hem de iyi ingilizce konuşuyorlar.
Gezimizi
tamamladıktan sonra ise akşam yemeğine geçtik. Akşam yemeği
için hala Türkiye'den bir yer ararsanız Osmanlı Mutfağı sizin
için tam biçilmiş kaftan. Hem merkezde olması hem Türk sahipleri
ile rahatlıkla anlaşabilirsiniz. Burada kesinlikle mantıyı
deneyin. Yemek olarak da osmanlı beyti alınabilir.
Balkanların yerel lezzeti Cevapi için ise Cevabdzinica Zeljo veya Cevabdzinica Kastel'i tercih edebilirsiniz. Tabii cevapinin de çok abartılacak bir yeri yok bizim İnegöl Köfte gibi bir şey. Ekmeğin arasına koyup yanına da soğan getirip servis ediyorlar.
Balkanların yerel lezzeti Cevapi için ise Cevabdzinica Zeljo veya Cevabdzinica Kastel'i tercih edebilirsiniz. Tabii cevapinin de çok abartılacak bir yeri yok bizim İnegöl Köfte gibi bir şey. Ekmeğin arasına koyup yanına da soğan getirip servis ediyorlar.
CEVAPİ - MANTI İSKENDER |
OSMANLI BEYTİ |
Inat Kuca yani İnat Evi olarak adlandırılan, hemen nehrin kenarındaki bu mekana da kesinlikle gitmelisiniz. Evin güzel bir hikayesi var.
Yemekten
sonra bir kafeye girdik. Garsondan tavsiye istediğimizde Magic Tea
diye bir içecek önerdi. Hem soğuk hem sıcak seçeneği mevcut.
Mayhoş bir tadı var bence denemelisiniz. İçeceklerimizi de içtikten sonra tekrar hostelimize geçip, günü bitiriyoruz.
30 Temmuz 2015 Perşembe
3. Gün - BELGRAD & SARAYBOSNA
Geceden
yaptığımız plana göre sabah erken kalkıp Zemun'a gidecektik. (
bu arada otogarın ilerisinde durak var oradan Zemun'a 83 nolu otobüs
gidiyor) Dönüşte de Ciganlija Adası'na uğrayacaktık.
Saat 13.30'da Saraybosna'ya giden otobüsümüze binerek yola
çıkacaktık; ancak 2 günün yorgunluğundan dolayı uyuya kalınca
buraları gezme planımız yattı. Kalan süremizde de tekrar şehri
gezip otogara geçtik.
ULUSAL MECLİS |
PRENSES LJUBİCA'NIN KONAĞI |
Otogarda
başımızdan saçma bir olay geçti. Bileti önceden almamıza
rağmen bizi peronlara almadılar. Peronlara girmek için jeton gibi
bir şey lazımmış. Saat 13.25'te otogarda olduğumuzdan heyecana
kapıldık. Peronlara bakan kişiye para vermeye çalıştık almadı.
Bileti aldığınız yere gidin dedi. Vezneye gittiğimizde kimse
yoktu. Yanındaki vezneye sorduk bizi başka bir yere yönlendirdiler.
Orası da başka bir yere... Tam Türkiye'deki bürokrasi işleri
gibiydi. En son 12 nolu vezneye gittik. Aksilik yanımızda dinar
olmadığı için veremem dedi. Yalvar yakar en son 5€ verdim.
Karşılığında 3 tane kağıt parçası verdi. (normalde bileti
alırken jeton veriyorlar istemeyi unutmayın) Bu şekilde otobüse
ulaştık ve yola çıktık.
SARAYBOSNA
Şehrin
dışına çıktıktan sonra manzara da güzelleşti. Saraybosna'ya
varıncaya kadar neredeyse her yer yemyeşildi. Yanımızda bize
eşlik eden nehir de cabası. Yeşile ve maviye aşık iseniz, öğlen
saatindeki yolculuğu tavsiye ederim. Programınıza ters düşecek
ise 22.30'da otobüs var onunla da Saraybosna'ya gidebilirsiniz.
Tekrar
hatırlatma fayda var. Molalarda dikkatli olun, vakti geçirmeyin.
Özellikle sırplar çok bu konuda aksi. Kızın birisini tuvalette
olmasına rağmen bırakacaktı da arkadaşı zar zor ikna etti.
Normalde 8.15'te inmemiz gerekirken gümrükte kızın birinde uyuşturucu çıkması varışımızı 1 saat geciktiriyor.
Saraybosna'da
indiğimiz yer şehrin dışı. -Turist Information'dan harita alın
işinize yarayabilir- Şehrin merkezine yani Başçarşıya gitmek
için iki alternatif bulunuyor. Birincisi taksi, 10€'ya
götürüyorlar. Dışarıdan taksimetre açtırıp giderseniz
muhtemelen daha ucuz olur. Ikinci alternatif ise minibüsler. 300
metre ileriden kalkıyor. Sorarsanız tarif edeceklerdir.
Biz
taksi ile hostelimize geçtik. Ertesi gün bayram olduğu için
dinlenmeye karar verdik. İsterseniz Başçarşı çevresinde bir çok
nargile kafe, pub var takılabilirsiniz.
2. Gün - BELGRAD
Gece
00.00'da başlayan yolculuğumuz 06.20'de son buluyor. Otobüs
terminali merkezde bulunuyor. Tren istasyonu da yanında. Tren
istasyonunun önünde tramvay durağı var. Buradan bir çok yere
ulaşmak mümkün. Özellikle 2 numaralı tramvayla şehir turu
atmakta fayda var. Şehrin bir çok güzel noktasından geçiyor.
Kalemegdan, Skadarlija, Slavija Meydanı gibi..
(Eğer
uçak ile geldiyseniz, minibüs ile veya taksi ile merkeze
gelebilirsiniz. Geçen sene Belgrad'a uçak ile gelmiştim. Tek
başıma taksi tutmak mantıklı olmadığı için minibüse
binmiştim)
2 nolu Tramvay Güzergahı |
Sabah
ilk iş olarak yine paramızı bozdurduk. Sırpların dinarı daha
değersiz. 1€ yaklaşık 120Dinar yapıyor. Eşyalarımızı da
emanete bırakıp, 2 numaralı tramvay ile Kalemegdana geçtik.
Kalemegdan,
süre ayrılması gereken bir yer. İçinde Belgrad Kalesi, Damat Ali
Paşa Türbesi, Despot Stefan Kulesi, Ruzica Kilisesi( duvarları
sarmaşık kaplı olan ) , Saat Kulesi, Askeri Müze vb bir çok
yapıt mevcut. Bana göre en güzel yeri ise Sava ve Tuna'nın
karıştığı yeri gördüğümüz seyir alanı. Burada arşiviniz için çok güzel panoramik fotoğraflar çekebilirsiniz.
DAMAT ALİ PAŞA TÜRBESİ |
ASKERİ MÜZE |
TUNA VE SAVA'NIN BİRLEŞTİĞİ YER |
RUZİCA KİLİSESİ |
Kalemegdan'dan
sonra Knez Mihailova'da yürüdük. Knez Mihailova'yı, İstiklal
Caddesi'nin biraz daha sakin hali olarak düşünebilirsiniz. Knez
Mihailova'da yürürken tabelaları takip edip ilginizi çeken
yerlere gidebilirsiniz. Tabelalar sizi gideceğiniz yere kadar
götürüyor.
KNEZ MİHAİLOVA |
Belgrad'da
gezilecek bir çok kilise ve müze var. Vaktinize göre ayarlama
yapıp bunları gezebilirsiniz. Giriş ücretlerinden en fazla olanı
500Dinar idi.
Gün
içinde gezimizi bitirdikten sonra akşam yemeği için Skadarlija'ya
geçiyoruz. Skadarlija, Nişantaşı'na benziyor. Gündüzleri biraz
daha sakin olan bu güzel yer akşamları ise cıvıl cıvıl.
Lokantaların önlerinde duran beyefendiler, hanımefendiler
insanları içeri davet ediyor. Tabii ki İstanbul Aksaray'daki
kebapçılardan daha nazik bir dille :) Yemek seçiminde ise domuz
yemeyenlerin dikkatli olması gerekecek çünkü Belgrad'da domuz
tüketimi yaygın. Vejeteryan pizzalar tercih edilebilir. Mekan
olarak da göz zevkinize hangisi hitap ediyorsa oraya
oturabilirsiniz. Bir çok mekanda da canlı müzik var.
SKADARLİJA |
Skadarlija'da
yeme içme işini hallettikten sonra tekrar Knez Mihailova'ya doğru
yola koyulduk. İki yerin arası yaklaşık 1 km. Yürüyüp
caddelerin keyfini de çıkartabilirsiniz yahut taksi veya tramvay
ile de geçebilirsiniz.
Knez
Mihailova'da bir arkadaşın önerisi ile Boutique Cafe'ye gittik.
Fiyatlar İstiklal'deki kafelere göre daha uygun. Burada da belli bir vakit geçirdikten sonra Terazije'de bulunan apartmanımıza geçip
günü tamamladık.
1. Gün - ÜSKÜP
The
Great Alexandar Airport'a inince yapmanız gereken ilk iş paranızı
Makedon Dinarına çevirmek olsun. (1€=~60MKD) Yerel para birimi
ile alışveriş yapmanız daha karlı olacaktır. Euro hesabında
yuvarlamalar yapılabiliyor :) Hava limanından merkeze gitmek için
otobüsleri kullanabilirsiniz. Yaklaşık bir saatte bir otobüs
kalkıyor. Eğer sayıca fazla iseniz taksi ile gidebilirsiniz.
Yalnız hava limanından binmeyin 20€ istiyorlar. Kapıdan
çıktığınızda karşınıza otopark gelecek, sağ çaprazına
baktığınızda Skopje tabelasını göreceksiniz. Oraya gidip
otostop çekin muhakkak bir korsan taksi gelecektir. Biz 10€'ya
anlaştık. Siz 500 MKD'ye de anlaşabilirsiniz belki.
Taksinin
bizi merkeze bırakmasından sonra ilk olarak bagajlarımızı
otogara bırakıyoruz. Onlarda bizim anladığımız şekildeki
otogar ''Au(v)tobuska Stanica'' olarak adlandırılıyor. Bus Station
dediğinizde anlamazlar ise bu tabiri kullanabilirsiniz. Biz geceyi
Üsküp'te değil de Belgrad yolunda geçireceğimiz için çantaları
emanete bırakıp biletimizi aldık. Gece 00.00'da Belgrad'a otobüs
var. Otogarda yardıma ihtiyacınız olursa da İstanbul firmaları
var gidip konuşabilirsiniz yardımcı olurlar.
Eşyalarımızı bıraktıktan
sonraki ilk durağımız Üsküp Kalesi (Skopje Fortress) oluyor.
Ulaşımı otogardan değil de yoldan çevirdiğiniz bir taksi ile
sağlarsanız daha ucuza gelir. Otogardakiler taksimetreden ziyade
pazarlık usülü çalışıyor. Yakın yerlere gitmek için
taksimetre daha karlı.
Kaleyi
gezmeyi bitirdikten sonra yolun kenarında bulunun Mustafa Paşa
Camisini ziyaret ediyoruz. Camiden sonra iki seçeneğiniz var.
Camiyi arkanıza alınca sola doğru inen yol; sizi güzel binaların
arasından geçirip meydana (Makedonya Meydanı) ulaştırıyor. Sağa
doğru inerseniz de Old Bazaar'a varıyorsunuz. Biz tercihimizi ilk
olarak meydana gitmekten yana kullanıyoruz. Meydana doğru giderken
dikkatimizi ilk çeken şey, heykellerin sayısı. Üsküp tam bir
heykel şehri. Bir çoğu da fotoğraf çekilmeye değer.
İSKENDER HEYKELİ (MAKEDONYA MEYDANI) |
Heykellerden Birkaç Örnek |
Hediyelik
eşya bakmak isterseniz, meydandan Makedonya Takı'na doğru giderken
sol taraftan bir yol gidiyor. Sizi pasajın içine götürür. Alt
katına inerseniz farklı türden bir çok hediyelik eşyayı
bulabilirsiniz. Pazarlık etmeyi de unutmayın :)
Gezimizi
tamamladıktan sonra ise akşam yemeği için Old Town'a doğru yol
aldık. Bu arada hava kararıp ışıklar yanmaya başlayınca da
binaların ayrı bir güzelliği oluyor. Yalnız yürüyerek 15-20 dk
sürüyor. İsterseniz taksi ile de geçebilirsiniz. Çok para
yazmıyor.
Yemek
için durağımız ise Kosmos Köfte oldu. Burası daha çok esnaf
lokantasına benziyor. Türkçe biliyorlar. Köfteleri de gayet
lezzetli ve büyük. Türkiye'de doymak için 1.5 porsiyon yerken,
burada 1.5 porsiyonu zor bitirdik. Eğer burada yiyecekseniz
salatasının da tadına muhakkak bakın.
Kosmos'un konsepti hoşunuza gitmez ise Destan'da yiyebilirsiniz. Aileyle vakit geçirmek için daha müsait.
Yemek
bittikten sonra tekrar meydana geçiyoruz. Kafenin birinde oturup bir
şeyler içiyoruz. Yakın olmasına rağmen yorgun olduğumuz için
otogara taksi ile geçiyoruz. Tabii taksi şöförünün de bize son
bir şehir turu attırmasıyla Üsküp gezimizi bitiriyoruz :) O
kadar yolu uzatmasına rağmen 190MKD tuttu düşünün artık
taksilerin ucuzluğunu :)
Otogarda
emanetlerimizi alıp perona geçiyoruz. Bagajlarımızın ücretini
de ödeyip (balkanlarda bagaj paralı) Belgrad'a doğru yol alıyoruz.
Not:
Balkanlarda otobüs yolculuklarında mola en fazla 20 dk. Bazı
molalarda 5 dk, sadece ihtiyaç molası. Geç kalırsanız sizi
beklemeyebilirler o yüzden dikkatli olun.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)